14 Nisan 2021 Çarşamba

UYKU DÜZENİNİN KİLO ARTIŞINDAKİ ETKİSİ
LEPTİN Yağ hücrelerinden üretlir. İştahı azaltan hormondur. Beyne yeteri kadar yediğinizin, yeterli enerji aldığınızın sinyalini gönderir. Obez bireyler aynı insüline olduğu gibi leptine direnç geliştirir ve beynimiz "doydum" sinyalini alamaz ve yeme isteği artar. Fakat kilo verdikçe leptine karşı gelişen direnç düşer.
GHRELİN Açlık hissetmenizi sağlayan hormondur. Beynimize “açım sinyali” gönderir. Ghrelin hormonu azalırsa açlık hissi azalır ve yeme isteği azalır. Ghrelin seviyesi yemeklerden hemen önce en yüksek seviyededir ve yemek yedikten sonra 3 saat içinde düşer.Uzun süren açlıklarda yeteri kadar düşmeyen ghrelin seviyesi daha çok yemenize sebep olmaktadır. Araştırmalar ghrelin seviyesi düşük insanlarda karın bölgesi yağlanmasının daha az olduğunu göstermiştir. Yüksek seviyeleri karın çevresindeki yağlanmayı arttırır ve iç organların yağlanmasına neden olur.
Az uyumak açlığı kontrol eden hormonları etkileyebilmektedir. Açlık hormonu olan “Ghrelin” ve tokluk hormonu olan “Leptin” uyku ile ilgilidir. Uykusunu tam alamayan kişilerde Leptin ve Ghrelin hormonlarının salgılanmasında dengesizlik oluşur. Tıpkı insülin gibi Leptin hormonu da vücutta direnç oluşturur ve “Yeteri kadar beslendim” sinyalini gönderememeye başlar. Leptin direncinin oluşmasında kandaki yüksek Trigliserid olumsuz yönde etkiler.
Kandaki yükselmiş Trigliserid, basit karbonhidratlar dediğimiz işlenmiş, şeker oranı yüksek paketli gıdaların ve sağlıksız yağların fazla miktarda tüketilmesi ile ilişkilidir. Leptin hormonunu dengelemenin tek yolu da düzenli uyku ile mümkün olabilmektedir. Geceleri uyuduğunuz saatlere dikkat ediyorsanız ve düzenli bir uyku sisteminiz varsa bu yolla açlık ve tokluk hormonlarınızın salınımını dengeleyebilirsiniz.Az uyumak kişinin yediği yiyecek miktarını arttırmakla kalmıyo, yediği yiyeceklerin niteliğini değiştirmesine de sebep oluyor. Ayrıca uyku eksikligi kan seviyelerinde düzensizliğe neden olduğu için az uyuyan kisilerin aşırı yağ içeren gıdalara ,işlenmiş karbonhidratlara ve özellikle şeker tüketimine eğilimi artabilmektedir. Uyku alışkanlıklarına dikkat etmek kişilerin kilo kontrolü sağlamalarına yardımcı olabilmektedir .

3 Ekim 2020 Cumartesi

 

KOLOSTRUM NEDİR? SPORCULARDA KOLOSTRUM TAKVİYESİ KULLANIMI?

Kolostrum  doğumdan sonra ilk 4-5 gün üretilen anne tarafından yavruya verilen ilk süttür. Bileşiminde yüksek oranda protein ve bağışıklık kazandıran immünoglobulin içerir. Laktoz ve süt yağı normal süte göre daha düşüktür. 



SPORCULARDA KOLOSTRUM KULLANIMI?



Dünyada son yıllarda yapılan araştırmalarda kolostrumun özellikle atletler başta olmak üzere vücut geliştirme sporcuları, bisikletçiler, hokeyciler ve dayanıklılık gerektiren sporlarla uğraşan kişiler tarafında kullanıldığı bildirilmektedir . 

Sporcular kolostrumdan en fazla faydayı gören bireylerdir. Sporcularda yüksek düzeyde bir idmandan sonra, immun sistem T-hücreleri ve doğal öldürücü hücrelerin üretimi geçici olarak azalmaktadır. İmmun sistemdeki bu durum birkaç saat sonra son bulmakta ve ardından sistem önceki durumuna geri dönmektedir. Bazı sporlardaki antrenman sistemi sporcuları bu döngünün içine sokmakta, hasta olma olasılıkları da artmaktadır. Bu koşullarda kolostrum fırsatçı patojenlere karşı vücudu zor duruma düşme şansını azaltmaktadır. Özellikle kas gelişiminin aşırı gerekli olduğu sporlarda bu soruna daha sık rastlanmaktadır. Bu tip antrenmanlarda sporcular her zaman yağlarını yakmanın, kasları yapılandırmanın ve kuvvet kazanmanın yolunu aramaktadırlar. Kolostrumun IGF 1 ve 2’yi içeren büyüme faktörleri ve büyüme hormonları sayesinde bunu gerçekleştirebilmektedirler.

Kolostrumdaki IGF–1 kan glikoz alımını artırır ve enerji seviyesini yüksek tutmayı sağlayan glikozun kaslara iletilmesini kolaylaştırır. 

Yoğun antrenmanlar ve müsabakalardan sonra oluşan protein yıkımını yavaşlatmaktadır. Yağ depolanmasında artış olmadan yağ dışı kas kütlesi ile sonuçlanan protein sentezini hızlandırmaktadır. 

SPORCULARDA KOLOSTRUM KULLANIMININ ETKİLERİ?

1. Güç ve Dayanıklılık

 Kolostrum kullanımının atlet sporcularda güç ve dayanıklılığı artırdığı, bu desteğin en az 8 hafta olması gerektiği araştırmalarla ortaya konmuştur.

2. Kas Yapımı ve Yağ Yakılması 

Kolostrumun kas gelişimine yardım ettiği, özellikle insülin benzeri büyüme faktörleri, büyüme hormonları ile bu özelliği sağladığı bildirilmektedir. İnek kolostrumu, insan kolostrumuna göre daha fazla IGF– 1 içerdiğinden vücut geliştirme sporu yapanlar, atletler ve kas kitlesini artırmak için çalışan sporcular kolostrumu kullandıkları belirtilmiştir.

3. Bağışıklık Özelliği 

Sporcular ağır antrenmandan ve müsabakadan sonra bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. T-hücrelerinin üretimi azalmaktadır. Sık antrenmanlardan sonra bağışıklığı zayıflamış sporcular hasta olma riskleri artmaktadır. Kolostrum bu durumu iyileştirmede kullanılmaktadır. 

4. Hızlı İyileşme 

İnek kolostrumu kullanılmasının sporcularda yoğun antrenman sonrası iyileşme süresini kısalttığını ifade etmişlerdir.

5.Yaraların İyileşmesi 

Kolostrum kas ve kemik rejenerasyonunu hızlandıran, tendon iyileşimini artıran, büyüme faktörlerini içermesinden dolayı yaraların daha hızlı iyileştiği bir çok araştırmacı tarafından belirlenmiştir.

KAYNAKÇA

http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolostrum

20 Mayıs 2020 Çarşamba


                                                    SPORCULARDA HİDRASYON

SU KAYBI
Hidrasyon yani yeterli sıvı desteği sporcunun başarısının önemli bir bileşenidir. Dehidrasyon (vücuttan fazla miktarda su kaybı) sporcunun performansını olumsuz yönde etkiler. İyi bir hidrasyon sağlanması için kişisel sıvı gereksinimlerinin bilinmesi gerekir. Terleme oranına bağlı olarak kişiler arasında sıvı gereksinimleri değişiklik göstermektedir ve bu oranı belirlemek için egzersizden önce ve hemen sonra tartılmak gereklidir. Ağırlık arasındaki fark, egzersiz sırasında vücuttan kaybedilen su miktarıdır. 

Terleme oranı ise kaybedilen sıvı miktarı yapılan egzersiz süresine (dakika olarak) bölünüp, 60 ile çarpılarak bulunur.

Örnek:
Egzersiz öncesi vücut ağırlığı= 70 kg
Egzersiz sonrası vücut ağırlığı= 68 kg
Egzersiz süresi= 90 dakika
Terleme oranı = 2( = 70-68 kg ) ÷ 90 x 60 = 1.3 L/saat

Egzersiz süresince terle kaybedilen vücut suyunun yerine konması dehidrasyonu önlemek, hızlı toparlanmak ve sakatlanmalardan kaçınmak kadar, performansı korumak için de gereklidir. Çok az düzeyde dehidrasyon (vücut ağırlığının %2 kaybı) bile egzersiz performansını olumsuz yönde etkileyecek kas ve vücut bitkinliği ile sonuçlanır.

Fiziksel aktivite yapıldığında, sıcak havalarda, aşırı tuzlu ve proteinli beslenildiğinde idrar ve ter yoluyla sıvı kaybı artmaktadır. Bu durumlarda sıvı alımı artırılmalı, susama hissedilmese de sıvı alınmalıdır.



Hafif dehidrasyon (vücut ağırlığının %2 kaybı) bile, performansı olumsuz yönde etkiler.

Egzersiz sonrası, egzersiz sırasında kaybedilen 1 kilogramlık (kg) vücut ağırlığı genelde bir litrelik sıvı kaybı olduğunu göstermektedir. Kaybedilen her 1 kg için 1.25-1.5 L sıvı alınması hidrasyonun sağlanmasında yeterli olmaktadır.

Bir saati geçmeyen egzersizler için sadece su alımı yeterli olmaktadır 1 saatten uzun süren egzersizler ve/veya sıcak havalarda yapılan egzersizler için ise %6 CHO ve 20-30 mEq/L tuz içeren sıvılar egzersiz sırasında kaybedilen enerji ve elektrolitlerin yerine konulmasında etkili olabilmektedir.






UYGUN HİDRASYON İÇİN İLKELER (ACSM* Önerileri)

1-Sporcu egzersizden önce ve sonra tartılmalıdır (özellikle sıcak havalarda),
2- Egzersiz sırasında her 0.5 kg kayıp için 2 bardak sıvı tüketilmelidir,
3- Müsabaka sırası ve öncesi sıvı tüketimi sınırlanmamalıdır,
4- Antrenman ve müsabakadan 2 saat önce, en az 1–2 bardak sıvı tüketilmelidir (240–480cc),
5- Egzersizden hemen önce en az 120–240cc sıvı tüketilmelidir,
6- Antrenman ve müsabaka sırasında 15–20 dakika arayla, en az 120-240cc sıvı tüketilmelidir,
7- Egzersizden sonra en az 240–480cc sıvı tüketilmelidir,
8- Her yemekte en az 240–480cc sıvı tüketilmelidir,
9- Sıvı kaybını karşılayan içecekler 80–120 mg sodyum/240cc içermelidir,
10-Sıvı kaybını karşılayan içecekler % 6–8 oranında karbonhidrat (glikoz, glikoz polimeri, fruktoz) içermeli, içecek serin olmalıdır.



Sporcularda Hidrasyon Durumunun Saptanmasında ACSM’nin Önerileri

 Hidrasyon durumunun saptanmasında idrarın rengi, koku ve miktarının gözlenmesi pratik ve iyi bir göstergedir. Dehidrasyon durumunda idrarın miktarı azalmakta, yoğunluğu ise artmaktadır. Bu durum idrarın renginin koyulaşmasına neden olmakta, fakat idrarın renk ve miktarını etkileyen başka faktörler de olduğu için tek başına bu yeterli belirleyici değildir.







KENDİ ENERJİ İÇECEĞİNİ YAP!

  • 500 ml su
  • 500 ml taze sıkılmış meyve suyu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • İçine isteğe bağlı soda koyulabilir.

İyi formüle edilmiş sporcu içecekleri yani; sodyum, potasyum, %5–8 karbonhidrat içeren içecekler barsak emilimini artırmakta, performansı olumlu yönde etkilemektedir. Bu nedenle spor içecekleri sporcular için iyi bir seçimdir.


17 Mayıs 2020 Pazar


SPORCULARDA BESLENME

Enerji ve Egzersiz
Vücut enerjiyi temelde karbonhidrat ve yağlardan sağlar. Ve vücutta depolanır. Karbonhidratlar vücutta glikoza yıkılır. Ve glikojen sentezlenir. Glikojen kas ve karaciğerde depolanır. Egzersiz süresince glikojen kaslarda enerji sağlamak için kullanılır. Vücut glikojen depoları boşaldıkça enerji sağlamak için yağlar kullanır. Böylece temel yakıt yağlar olur.

Enerji Gereksinimi
Antreman Yoğunluğu
Yaş-Cinsiyet                                                              
Vücut Bileşimi
Antreman Süresi

Yetersiz Enerji Alımı
Kas kaybı
Toparlanma süresinin uzaması
Sakatlanma riskinin artması                                       
Menstrual bozukluk



Beslenme
Karbonhdiratlar
Proteinler
Yağlar
Vitamin & Mineraller                                                                          
Sıvı alımı- hidrasyon


Sporcularda Karbonhidratın Önemi
Karbonhidratların temel görevi vücuda enerji sağlamaktır. Ve sporcular için temel enerji kaynağıdır. Egzersiz sırasında en yüksek düzeyde performans gösterebilmek için glikojen depoları dolu olmalıdır. Ve spor sırasında enerji kullanımı için boşalacak olan bu glikojen depoları da spordan sonra tekrar doldurulmalıdır.
Beslenme programında çoğu karbonhidratın meyve ve sütte bulunan basit şekerler ve tahıllar ile nişastalı sebzelerin içinde bulunan kompleks karbonhidratlardan sağlanması önemlidir.
Bir sporcu antreman boyunca enerjinin çoğunu karbonhidratlardan sağlamaktadır.




Maç sonrası
İlk 15 dakika çok önemlidir.
2 saat içerisinde KH ağırlıklı dengeli bir öğün tüketilmelidir.

                                             
                                              YETERSİZ CHO ALIMI

Yetersiz Karbonhidrat Alımı
Glikojen depoları azalır.
Halsizlik, odaklanamama, isteksizlik, hızlı kilo kaybı
Kronik yorgunluk
Sakatlık ve yaralanma riski



Sporcularda Proteinin Önemi
Proteinler kas yapımında ve doku tamirinde gereklidir. Eğer karbonhidrat ve yağ miktarında bir yetersizlik olursa, vücut proteini bir enerji kaynağı olarak kullanmaktadır. Bu gerçekleştiğinde, kaslarda ve zayıf dokularda kayıp meydana gelir ve sakatlanma riski artabilir.Bu nedenle spor öncesi ve sonrasında yeterli protein tüketimi, kas protein sentezini geliştirmeye yardımcı olur, kas hasarını önler ve iyileşmeyi destekler.



Protein Desteği?
Fazla protein alımının özellikle kuvvet sporlarında kas kitlesinde artışa neden olarak kas gücü ve gelişimini arttırdığı düşünülmektedir. Fakat diyete ek protein tüketmek kas gücünü ve kitlesini arttırmaz. Ayrıca aşırı protein alınmasından kaynaklanan artış idrarla vücuttan atılır. Bu da dehidratasyona sebep olur, verimi ve dayanıklılığı engeller.
Aşırı protein depolanamaz ve bu da karaciğeri ve böbrekleri zorlar. Çok fazla protein tüketimi böbrekleri harap edebilir ve kalsiyum metabolizmasının çalışmasına da engel olur.
Spor yapmayan kişilerde protein ihtiyacı 0.8- 1.0 gr/kg iken sporcularda 1.2- 1.8 gr/ kg a kadar çıkmaktadır.
Örneğin: 70 kg bir bireyin günlük protein ihtiyacı 70 kgx0.8= 56 grama tekabül eder.



Sporcularda Yağların Önemi
Yağlar vücut için gerekli bir besin ögesidir. Glikojen kısa ve yüksek yoğunluklu egzersizlerde kullanılırken, yağlar ise uzun ve orta-düşük yoğunluklu egzersiz için enerji kaynağıdır.
Yağlardan elde edilebilecek enerji karbonhidratlarla telafi edilebilse de; A,D,E,K vitaminlerinin bağırsakta çözülüp, kana geçebilmesi için vücut belirli miktarda yağa ihtiyaç duyar.
Sporcularda enerjinin yağdan gelen kısmı %20-25 arasında olmalıdır.
Eğer yağ alımı %15’ in altına inerse performans olumsuz yönde etkilenebilir.









16 Mayıs 2020 Cumartesi


SIVI ALIMININ ÖNEMİ VE GÜNLÜK ÖNERİLEN SIVI MİKTARI




Sıvı gereksinimi; içilen su, yiyecek ve içeceklerdeki sudan ayrıca yiyeceklerden enerji elde edilirken açığa çıkan metabolik sudan karşılanır. 


          Su Yaşam İçin En Elzem Olan Sıvıdır


Besinlerin sindirimi, besin ögelerinin dokulara taşınması, bunların hücrelerde kullanıldıktan sonra oluşan zararlı maddelerin atılması ve vücut ısısının düzenlenmesi için su gerekir. 

Vücutta bütün kimyasal olaylar çözelti içinde oluştuğundan, organizmada yeterli miktarda sıvı bulunması yaşam için gereklidir. Vücut suyu bebeklik çağında %80 iken yaş ilerledikçe azalarak ileri yaşlarda %60-50’lere düşer. 




Dehidratasyon düzeyinin farklı etkileri

Vücut su hacmi kaybı (%)
Etki
0-1
Susama
2
Şiddetli susama, huzursuzluk, iştah kaybı
3
Kan hacminde azalma, fiziksel performans bozukluğu
4
Fiziksel çalışma için güç sarfı, bulantı
5
Konsantre olamama
6-7
Isı artışını düzenleyememe
8-9
Baş dönmesi, aşırı halsizlik, solunumda zorlanma
10
Kas spazmı, uykusuzluk
11
Böbrek işlev bozukluğu, kan dolaşımında yetersizlik

  •  Sıcak havalarda, fazla fiziksel aktivite yapıldığında, fazla proteinli ve tuzlu yiyecekler tüketildiğinde, terleme ve idrarla, vücut ısısını arttıran ateşli hastalıklarda solunum yolu ile ishalde ise bağırsak yolu ile sıvı kaybı artar. Böyle durumlarda vücudun sıvı/su gereksinmesinde de artış olur, vücutta sıvı dengesini korumak için kaybolan suyun yerine konulması gerekir.

Günlük Sıvı İhtiyacını Hesaplama

Vücuttaki suyun dengesinin yaşamsal önemi vardır, günlük gereksinim 35 mL x vücut ağırlığı (kg) eşitliği ile basitçe hesaplanır. Ölçüler minimum alınması gereken miktarları göstermektedir.

Örn: 75 kg bir A kişisi için 75x35= 2625 lt


İdrar Renginin Önemi

 İdrar renginin koyulaşması, su ihtiyacının karşılamadığını göstergesidir.





BAZI MİNERALLERİN KAYNAKLARI VE YETERSİZLİK BELİRTİLERİ





MİNERALLER
ÖNEMLİ KAYNAKLARI
YETERSİZLİK BELİRTİLERİ
Kalsiyum
Süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler,
Çocuklarda büyüme geriliği ve raşitizm, yetişkinlerde kemik kaybı, sinir ileti bozukluğu, kanın pıhtılaşamaması, tetani
Fosfor
Hayvansal besinler (süt, yumurta, et), tahıllar
Büyüme geriliği, diş ve kemik yapısı bozukluğu, tetani, sinir sistemi bozuklukları
Magnezyum
Tahıllar, kurubaklagiller, sert kabuklu yemişler, yeşil sebzeler, süt
Nörolojik bozukluklar, kardiyovasküler sorunlar, bulantı, çocuklarda büyüme geriliği
Demir
Kırmızı et ve ürünleri, tavuk, zenginleştirilmiş tahıl ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler
Demir yetersizliği anemisi, güçsüzlük, yorgunluk, bağışıklık sistemi bozukluğu
Flor
Florlu su, çay, kılçığı ile yenilen deniz balığı
Diş çürümesi (yetersizlik), kemik yapısı
Çinko
Tam tahıllar, et, yumurta, karaciğer, deniz ürünleri
Büyüme geriliği, iştah kaybı, tat duyusu kaybı, deri belirtileri, bağışıklık sistemi bozukluğu, yara iyileşmesinde gecikme
İyot
İyotlu tuz, deniz ürünleri
Basit guatr, zekâ geriliği, kretinizm, büyüme geriliği, hipotroidi, düşükler, ölü doğum, düşük doğum ağırlığı



VİTAMİNLERİN KAYNAKLARI VE YETERSİZLİK BELİRTİLERİ


                    



YAĞDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER


VİTAMİNLER
ÖNEMLİ KAYNAKLARI
Yetersizlik Belirtileri
A vitamini
Karaciğer, süt, tereyağı, peynir, zenginleştirilmiş margarin
Gece körlüğü, göz kuruması, deri kuruluğu, infeksiyonlara duyarlılıkta artış, iştah kaybı
Beta-karoten
Havuç, ıspanak, turuncu ve koyu yeşil yapraklı besinler  ve turuncu meyveler

D vitamini
Güneş ışığı, zenginleştirilmiş besinler ve margarin, tereyağı, yumurta sarısı
Raşitizm, osteomalasi (kemik yumuşaması), osteoporoz (kemik kaybı ve kırıklar)
E vitamini
Bitkisel yağlar, tam tahıllar, fındık, badem, ceviz vb. sert kabuklu yemişler, yeşil yapraklı sebzeler
Anemi (kırmızı kan hücrelerinde parçalanma), güçsüzlük, nörolojik sorunlar, kas krampları
K vitamini
Koyu yeşil yapraklı sebzeler
Kanama






SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER


VİTAMİNLER
ÖNEMLİ KAYNAKLARI
Yetersizlik Belirtileri
B1 (tiamin)
Tam tahıllar, tahıllar (bulgur vd.), zenginleştirilmiş ekmek ve kahvaltılık tahıllar, organ etleri, sert kabuklu yemişler (fındık vb.), kurubaklagiller
Beriberi, kas zayıflığı, mental karışıklık, anoreksi, kalp büyümesi, sinir sistemi bozuklukları
B2 (riboflavin)
Süt ve ürünleri, zenginleştirilmiş ekmek ve tahıllar, yağsız et, balık, yeşil sebzeler
Ağız kenarında ve dudaklarda yarılma ve çatlaklar, deri bozuklukları, ışığa aşırı duyarlılık, kırmızı-mor dil, gözle ilgili sorunlar
Niasin
Yumurta, tavuk, balık, süt, tam tahıl, sert kabuklu yemişler (fındık vb.) zenginleştirilmiş ekmek ve tahıllar, et ve ürünleri, kurubaklagiller
Pellegra (ishal, dermatit, müköz dokuda inflamasyon, sinir sistemi bozuklukları)
B6 vitamini
Yumurta, tavuk, balık, tam tahıl, sert kabuklu yemişler (fındık vb.), karaciğer, böbrek
Anemi, konvulsiyon, ağız kenarlarında çatlaklar, dermatit, bulantı, kafa karışıklığı (konvüzyon)
Folat
Yeşil yapraklı sebzeler, maya, portakal, tam tahıllar, kurubaklagiller, karaciğer
Anemi, güçsüzlük, yorgunluk, huzursuzluk, solunum güçlüğü, büyük ve şişmiş dil, kalp damar hastalığı, Nöral tüp bozukluğu
B12 vitamini
Tüm hayvansal besinler, zenginleştirilmiş besinler
Anemi, yorgunluk, sinir sistemi bozuklukları, ağrılı dil, sinir sisteminde bozukluk
C vitamini
Turunçgiller, çilek, domates, patates, lahana, yeşil yapraklı sebzeler
Skorbüt, anemi, hastalıklara duyarlılık, diş eti ve kılcal damar kanamaları, eklem ağrısı, yara iyileşmesinde gecikme, saç kaybı, demir emiliminde azalma

UYKU DÜZENİNİN KİLO ARTIŞINDAKİ ETKİSİ LEPTİN Yağ hücrelerinden üretlir. İştah...